İsrail’in yaklaşık iki yıl süren ataklarının akabinde 10 Ekim’de varılan ateşkese karşın İsrail kısmen akınlarını sürdürdü ve Gazze’ye gereğince yardım girişine müsaade vermedi. Bu nedenle içeride ilaç ve besin kahrı devam ediyor.

Gazze’de ilaç ve tedavi yetersizliği nedeniyle bir oğlunu kaybeden Filistinli anne İman Said Muammer, 13 yaşındaki kızı ve tedavi altına alınacak 3 yaşındaki sendrom hastası oğluyla birlikte Türkiye’ye gönderiliyor.

BABA ALİ FUAD MUAMMER GÖZALTINA ALINDI

İsrail güçleri tedavi için ailesiyle çıkmasına onay verdikleri halde baba Ali Fuad Ebu Muammer’i Gazze’den İsrail’e geçişi sırasında Kerem Ebu Salim kapısında gözaltına aldı.

Gazzeli aile, Kerem Ebu Salim Hudut Kapısı’ndan çıkarak Kral Hüseyin Kapısı üzerinden Ürdün’e geçti.

Burada, Türkiye’nin Amman Büyükelçiliği tarafından temin edilen ambulansla başşehir Amman’daki havaalanına getirildi.Tedavi için Türkiye’ye gitmek üzere ambulans uçağa bindirilen aile, Adana’ya hareket etti.

“BİR OĞLUM DA HASTAYDI, ŞEHİT OLDU, İSMİ MUHAMMED”

Havalanına götürülmek üzere bindiği ambulansta AA muhabirine konuşan 28 yaşındaki Filistinli anne İman Said Muammer, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı.

Kendini tanıtan Gazzeli anne, “Adım İman Said Ebu Muammer. 28 yaşındayım. Oğlumun ismi Kerim Ali Ebu Muammer, 3 yaşında. Kızımın ismi Aye Ali Ebu Muammer, 13 yaşında. Bir oğlum da hastaydı, şehit oldu, ismi Muhammed.” dedi.

Kendileriyle birlikte çıkmasına onay verdikleri halde İsrail güçlerinin, eşini huduttan geçerken gözaltına aldıklarını lisana getiren Filistinli anne, “Neden bunu yapıyorlar? Vallahi ben onsuz yapamam. Neden bu haksızlığı yapıyorlar? Ben ondan evvel ölmek istiyorum. Benim çocuğum çok hasta. Ben yalnızca oğlumun tedavisi için geldim.” diye konuştu.

“BENİM BİR OĞLUM GAZZE’DEKİ İLAÇ YETERSİZLİĞİ NEDENİYLE ÖLDÜ”

Muammer, Gazze’deki kaideler nedeniyle ailesiyle birlikte büyük bir dram yaşadıklarını söyledi. Bir oğlunu Gazze’de ilaç yetersizliği nedeniyle kaybettiğini belirten Muammer, şöyle devam etti:

“Benim bir oğlum Gazze’deki ilaç yetersizliği nedeniyle öldü. Gazze’deki makûs durumdan ötürü mecburen çıktım oradan. Allah isteği için bize yardımcı olun. Bu oğlum 3 yaşında ve sendrom hastası. Tedavisi ve onun yaşaması için ayrıldım oradan. Biz yaşamak istiyoruz. Gazze’de bir gün bile gerçek düzgün yaşamadık ve hayat görmedik.”

“TÜRKİYE’YE GİDİYORUZ LAKİN KOCAM YANIMIZDA OLMADAN ÇOK ZOR”

Muammer, Mısır’a açılan Refah Hudut Kapısı’ndan çıkmak istediklerini lakin buranın kapalı olduğunu lisana getirdi.

Eşinin Dünya Sıhhat Örgütünde (DSÖ) çalıştığını aktaran Muammer, “Eşim Dünya Sıhhat Örgütünde çalışıyordu. Hizmet veriyordu. Onu haksızca ve gaddarca alıkoydular. Ne vakte kadar bu zulme karşı sessiz kalınacak?” ifadelerini kullandı.

Türkiye’ye tedavi için götürülecek olmalarına karşın eşinin yanlarında olmamasının kendileri için çok sıkıntı olduğunu vurgulayan Muammer, “Türkiye’ye gidiyoruz fakat kocam yanımızda olmadan çok güç. Onu da (eşimi) keşke Türkiye’ye gönderseler.” dedi.

“LÜTFEN KOCAMI BANA GERİ GETİRİN”

Gazze’de yaşadıkları yıkımın kendilerini ruhsal olarak da bitirdiğini lisana getiren Muammer, şunları kaydetti:

“Gazze’de bizi, hayatımızı ve psikolojimizi bitirdiler. Hastalıktan ötürü savaş sırasında hayatını kaybeden oğlumun ismi Muhammed Muammer, daha 4 yaşındaydı. Oğlum ilaç ve tedavi yetersizliğinden dolayı Nasır Hastanesinde öldü.”

İsrail’in atak ve uygulamalarına reaksiyon gösteren Muammer, “İsrail zalimdir, haindir ve gaddardır. Neden benim ve çocuklarımın hayatını ve geleceğimizi çalmak istiyor. Tüm bunları kendi çocuklarına yapılmasına razılarsa ben de razıyım. Lütfen kocamı bana geri getirin.” çağrısında bulundu.

“KAFAMIZI TEKRAR AYAKKABILARIYLA EZİYORLAR”

Ateşkes sonrasında da durumun değişmediğini söyleyen Muammer, “Ateşkes sonrası durum tıpkı. Baskınları sürüyor. Başımızı yeniden ayakkabılarıyla eziyorlar. Eşimi götürdüler. Hiçbir münasebet göstermeden alıkoydular eşimi. Ne olur kocamı bana getirin.” diye konuştu.

Sınırda yaşadıklarına dair de Muammer, “(Sınırdaki İsrail askerlerinden) Gasbettikleri cep telefonumu istedim, vermediler. ‘Telefonun yok, git artık’ dediler.” tabirlerini kullandı.

Üç yaşındaki oğlunu işaret eden anne, kelamlarını şöyle tamamladı: “O daha bir çocuk. Dünyada olup bitenlerden hiçbir haberi yok. Onun günahı yok ki. Nedir onun günahı?

 

Haber7